Çocuklarımızla Arkadaş Olmak Mı, Arkadaş Gibi İletişim Kurmak Mı­­­?

Çocukları bizimle konuşmaya ve paylaşmaya daha istekli hale nasıl getiririz?

Bunun cevabını bulmak için ilk önce kendimize şu soruyu sorabiliriz:

Biz kimlerle iletişimde olmak istiyoruz?

Bizi ilgiyle dinleyen, anlamaya çalışan, meraklı olduğumuz konularda bize sorular soran ya da hayallerimiz, planlarımız, sorunlarımız, heyecanlarımız, başarılarımız hakkında konuşmamıza izin veren kişiler ile iletişimde olmak istiyoruz. Bu tür insanlarla birlikte vakit geçirmekten keyif alıyoruz ve zaman içerisinde onlarla arkadaş oluyoruz.

Peki, kimlerle iletişimde olmak istemiyoruz?

Bizi yargılayan, her düşüncemize nasihatlerle karşılık veren, bizi dinlemeyen, kendileri çok konuşan kişilerle vakit geçirmek istemiyoruz.

Çocuklar neden bizden farklı olsunlar ki?

Onları daha iyi anlamak için, kendi çocukluk yaşlarımızdaki halimizi gözümüzün önüne getirelim. Ailenize bir probleminizi ya da sizin için önemli bir konuyu anlatmaya çalıştığınızda, dinlenmeme, anlaşılmama, yargılanma, suçlanma hissi aldığınız hiç oldu mu? Bu his nasıl bir davranışa yol açtı?

Bu tür hisler çocuğu aile ile iletişimden uzaklaştırır. Böyle bir iletişim sonucunda, çocuk, sohbetlerden kaçınmaya, konuları yüzeysel geçiştirmeye, bazen de yalana baş vurmaya başlar.

Arkadaş gibi…

Çocuklarla iletişimde olurken, onları merak eden, tanımaya, anlamaya çalışan bir ARKADAŞ GİBİ  iletişim kuralım.

Bir şey anlatmaya başladığında sonuna kadar merakla dinlemekten, sorular sormaktan, satır aralarını okumaktan, duygu durumunu yakalamaktan, dünyaya onun gözü ile görmekten bahsediyorum.

Arkadaş gibi iletişim derken, ebeveyn rolünden çıkalım, sınırları kaldıralım, sadece arkadaşı olalım demiyorum. Çocuklarımız bizimle ne kadar çok şey paylaşırlarsa, biz de onları o kadar tanıyıp, onların dünyayı keşiflerinde o kadar yanlarında olabiliriz.  Bu sayede, güçlü yanlarını, zayıflıklarını, yaşadıkları zorlukları, hayatlarını etkileyebilecek olayları bilerek onlara daha çok yardımcı olabiliriz.

Önce ilişki, önce iletişim, önce anlamak, doğrular elbet öğretilir….

Çocuğunuz bir gün gelip, size göre belki de çok hatalı olduğu bir olayı anlatabilir ve siz de doğal olarak sinirlenebilirsiniz, içinizden eleştirmek ya da doğrusunu öğretmek gelebilir. O an çoğu kez bir şey öğretmek için doğru zaman değildir.  Duygularınızı kontrol edin. Sağlıklı bir iletişimde kalmaya ve aranızdaki ilişkiye öncelik verin. Olayı, neden öyle bir olay olduğunu, çocuğunuzun neyi hangi düşünce ve hislerle yaptığını anlamaya ve kendisinin de bunları anlamasına çalışın. Nasihat etmeyin, onun kendisini tanımasına ve doğruyu bulmasına yardımcı olun.

En değerli varlıklarımız için, denemeye değer.

 

Belgin ÇITANAK

Profesyonel Yaşam Koçu & Yoga Eğitmeni

× Belgin ÇITANAK